Wendy adını vereceğim bir danışanım, çocukları okula giderken hatta evin dışında diğer çocuklarla oynarlarken, korkunç endişe atakları geçiriyor; çocuklarından uzun süre ayrı kalmaya dayanamıyordu. Uzun yıllar boyunca birçok terapiste gitmiş, kendi çocukluğunu incelemiş ama bu korkusunu açıklayabilecek hiçbir şey bulamamıştı. Dolayısıyla da endişeleri, korkuları hala devam etmekteydi. Öyle ki, çocuklar birer yetişkin olup kendi ailelerini kurduklarında bile onlar hakkında endişelenmekte, onlara sık sık telefon etmekteydi.
Sebebi araştırmak için yaptığımız regresyon seansında Wendy kızılderili bir çocuk olduğu bir yaşama gitti. Anlattığı öyküde çocuk on veya onbir yaşındayken babasıyla ava gitmişti. Eve döndüklerinde köylerinin saldırıya uğradığını görmüşlerdi. Annesinin ve küçük kardeşlerinin tecavüze uğrayıp öldürüldüğüne tanık olmuştu. Babasıyla birlikte bıçaklarla ve oklarla saldırganları uzaklaştırmaya çalışmışlardı. Genç çocuk cesurca ileri atılmış ama o da, babası da beyazların silahlarıyla öldürülmüştü. Regresyonun doruk noktası çocuğun ölüm anıydı. O ve babası aslında çaresiz olmalarına rağmen, ailesinin ölümünden kendisini sorumlu tutmuştu. Ölüm anındaki duyguları ıstırap, keder, korku ve suçluluğun korkunç bir karışımıydı; “Onları asla yalnız bırakmamalıydım.” diye düşünüyordu.
Bu öykü Wendy’nin farkındalığında su yüzüne çıktıktan sonra, kendi ailesiyle, çocuklarıyla ilgili endişelerinin, bilinçaltı bir biçimde geçmişteki o yaşamdan kaynaklandığını anladı. Bu ömrün şuuraltında bir yerlerde eski bir fon müziği gibi sürekli çalmakta olduğunu fark etmesi, onu silebilmesini sağladı. Wendy bugün kendine şunu söyleyebiliyor: “Ailem bugün güvende. Bu sadece eski bir öykü ve ben onu bir kenara bırakabilirim.”
Geçmiş Yaşamlarınızı İyileştirmek